Bir Hasretin Fotoğrafları: “Please Come Back”
1873’te hukuksuz bir şekilde topraklarımızdan çıkarılan Troya eserlerinin fotoğrafları, 10. Roman Kahramanları İstanbul Edebiyat Festivali’nde Troya Hazineleri “Please Come Back” sergisiyle İstanbullularla buluştu. Sergi, kaybettiğimiz mirasın hüznünü ve ait oldukları topraklara dönüş umudunu yansıtıyor.
5 Mayıs 2025 tarihinde Beyoğlu Terra Santa Sergi salonunda sergilenen fotoğrafların açılışı Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney ve Maltepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Oktay Yalın tarafından ziyaretçilere açıldı.
Beyoğlu Belediyesi’nin ev sahipliğinde, İstanbul Marmara Eğitim Vakfı ve Maltepe Üniversitesi işbirliğiyle hayata geçirilen “Troya Hazineleri: Please Come Back” adlı fotoğraf sergisi, Terra Santa Manastırı’nda kapılarını açtı. Küratörlüğünü Erkan Özdilek’in üstlendiği serginin arkeoloji dünyasında “Hazine A” olarak bilinen ve Heinrich Schliemann tarafından 1873’te keşfedilen ünlü “Troya Hazineleri”nin yanı sıra değerli madenler veya taşlardan yapılmış yaklaşık 90 farklı eser grubunun hikayesini yansıtıyor.
Troya Hazineleri fotoğraf sergisi 20 Mayıs 2025 tarihine kadar ziyaretçilere açık olacak.
Troya Hazineleri Hikayesi
Troya Hazineleri, Alman tüccar ve amatör arkeolog Heinrich Schliemann’ın 19. yüzyılın sonlarında yaptığı kazılarla ortaya çıkarılmıştır. Paris Üniversitesi’nde arkeoloji ve eski çağ bilimleri eğitimi alan Schliemann, 1868’de Troya’yı bulmak amacıyla Çanakkale’ye gelmiş, önce yanlış bir bölgede kazılara başlamış, ardından İngiliz Konsolos Frank Calvert ile tanışmasıyla Hisarlık Tepesi’ne yönelmiştir. 1870 yılında burada sondaj kazıları yapmış, 1871-73, 1876, 1878, 1879, 1882 ve 1890 yıllarında ise geniş çaplı kazılar gerçekleştirmiştir.
31 Mayıs 1873’te meşhur “A Hazinesi” bulunmuş, Schliemann bu hazinenin İlyada Destanı’ndaki Troya Kralı Priamos’a ait olduğunu düşünerek “Priamos Hazinesi” adını vermiştir. Bu isimlendirme, hazinenin Troya II dönemine tarihlenen giriş kapısı ve rampaya yakın bir alanda bulunması nedeniyle yapılmıştır. Schliemann, buluntuların bulunduğu alanı “Skaia Kapısı” ve yakınındaki yapıyı “Priamos’un Evi” olarak tanımlamıştır. Schliemann kazılarında toplamda 40 farklı buluntu grubuna ulaşılmıştır.
Dönemin Osmanlı yasalarına aykırı şekilde hazineleri gizlice yurtdışına kaçırmıştır. Schliemann’ın, hazineyi 5 Ağustos 1873 tarihinde bir Alman gazetesinde yayınlamasının ardından, Osmanlı Devleti, Atina’da bir hukuk süreç başlatarak hem eserlerin peşine düşmüş hem de sorumlu memurlar hakkında soruşturma açmıştır. Müze Müdürü Anton Dethier, Atina’ya gönderilmiş, 1874’te başlatılan dava ilk aşamada kaybedilmişse de Yunan Temyiz Mahkemesi karar bozarak hazinelerin iadesine hükmetmiştir. Ancak Schliemann’ın evinde yapılan aramalarda eserler bulunamamıştır. Eserleri gizlice Berlin’e kaçırdığı anlaşılmıştır.
Troya Hazineleri, Schliemann’ın ölümünden sonra Berlin Müzesi’nde sergilenmiştir. Ancak İkinci Dünya Savaşı sırasında ortadan kaybolmuş, 1992’de Rusya’ya savaş ganimeti olarak götürüldüğü anlaşılmış, 1995’ten itibaren Moskova’daki Puşkin Müzesi’nde sergilenmeye başlanmıştır.
Hazineler, M.Ö. 2550-2200 yılları arasına tarihlenen Troya II dönemine aittir. İçlerinde altın diademler, sepet biçimli küpeler, saç halkaları, boncuklar, nefrit, lapislazuli ve yeşim baltalar, döküm kalıpları, külçeler, büyüteç işlevi gören dağ kristali gibi çok sayıda değerli eser bulunmaktadır.